Transcritique’de: On Kant and Marx Kojin Karatani paralaksın, gözlem yerindeki bir değişiklikle oluşan yeni bir görüş hattından kaynaklanan bir nesnenin açık bir şekilde yeniden konumlandırılması (bir arka plan öncesindeki konumuna göre bir kayma) olarak düşünülebileceğini savunmaktadır. Aslında, bu ifadeyi takip etmesi gereken felsefi değişim, gözlemlenen görüşün sadece öznel olmadığıdır, çünkü orada başka bir nesne vardır ve bu aynı nesne iki farklı konumdan veya bakış açısından görülmektedir. Modern mimari hayatımızı ve bilincimizi şekillendirirken, kültürel farklılıkları reddeden evrensel bir model geliştirdi. Bu modelin dayattığı mekân kavrayışı, belirli inanç, algı, bilgi ve tarih yazımı sistemlerini içeriyor. Bu anlayış biçimi hiçbir zaman varsayımlardan ve kuşkulardan muaf olmadı. Özellikle İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra bu anlayış etrafında inşa edilen ideoloji, fütüristik, sığınak ve kamuflaj mimarisinin tasarım tekniklerinde görünürlük kazandı.
Nursing Modern Fall’da parçalanmış mekânı, üzerinde çeşitli tarihsel karşılaşmaların sürekli olarak gerçekleştirildiği bir çalışma sahnesine dönüştürmek istedim. Bu sahnede Uçak Motor Fabrikası (Albert Kahn & Whitney Aircraft tarafından 1941’de inşa edilen) Andrea Palladio’nun iç mekan çizimleriyle birleşirken, mekanın belirli bir bölgesi hayali yaratıkların -muhtemelen mültecilerin- barındığı bir yeraltı tüneline dönüşüyor. Bu tekinsiz karşılaşmalar sayısız örneğe uygulanıyor ve kendini yaratan, yeniden üreten ve olumsuzlayan bir mekân, paradigmatik kaymalarla bu sahnede yorumlanıyor. Bu ortamda hemşireler bu modern yıkımı absürd bir şekilde iyileştirmek için çabalıyor.
Kırık Mekanlar çok katmanlı bir araştırma, çizim ve video kompozitleme süreciyle gerçekleşiyor; mimari plan çizim dilini aydınger yardımıyla kişisel görsel dilime çevirirken planlardan kopup kendi çalışmamla finale ulaşıyorum. Bu karmaşık çizim dilini 3D modelleme teknolojilerini kullanarak üç boyutlu bir mekana aktardım ve bu ortamda yeni bir hayat yaratmak istedim. Figürlerim bu tuhaf ortamda var olabilmek için büyük bir mücadele veriyor. Bir o yana bir bu yana koşuşturan bu telaşlı figürler tam da Giorgio Agamben’in bahsettiği insan ve vatandaş arasındaki gerilimi ortaya koyuyor. Mimari tasarım sürecinin beklenmeyeni mümkün kılmak için farklı bakış açılarını kesiştirerek yarattığı bu ortam, modernizmi kayıplarını ve baskılarını atmaya zorluyor. Bu parçalı, eklektik ve yüzer gezer mekan ve belirsiz bir bakış açısıyla yatay, dikey ve çapraz operasyonlarla yarattığım bu paralaks gerçeklik, çağdaş küresel iyimserlik içinde sınırlarını yitirmiş bu antagonizmaları görünür kılma olasılığını ortaya çıkaran eleştirel bir kapasiteyi barındırıyor.
İnci Eviner
Beyond Home, İMALAT-HANE, Bursa, 2023
Under Pressure-On Forms of Authority and Decision-Making Power, Museums Quartier Wien, Wien, 2018
Dystopia: Making the 200th anniversary of Karl Marx’s birth, Kunstsammlung Jena, Jena, 2018
Imagined Borders, 12th Gwangju Biennial, Gwangju, 2018
Istanbul: Passion, Joy , Fury, Fondazione Maxxi, Rome, 2015
Nursing Modern Fall, Galeri Nev Istanbul, Istanbul, 2013
Ici, ailleurs, Marseille-Provence 2013 – Capitale Européenne de la Culture, Marseille, 2013
Everyday Life’ 4th Asian Art Biennial, National Taiwan Museum of Fine Arts, Taichung, 2013
Gwangju Bienali’nden genel görünüm 2018