← Tüm Kişisel Sergiler

Evin Ötesi

“Gölgeler olmasaydı güzellik olmazdı.” *
Aydınlanma düşüncesi, ismiyle müsemma ışığın tarafındadır. Her şeyi, her yeri aydınlatan, karanlık köşe bucak bırakmayan, var olan her şeyi açık seçik görünür kılmaya çalışan akli bir ideolojidir. Halbuki ışık ne kadar artarsa gölgesi de o kadar büyür, o kadar keskinleşir. Her aydınlığı tamamlayan bir gölge vardır. Akıl, bitmek bilmez anlama çabasıyla aydınlığı hâkim kılmaya çalışsa da beden gölgelerde büyür, gölgelerde ikamet eder. Çıkar hesapları peşindeki akıl, bedenin her bir oylumunu mütemadiyen ifşa etmeye çalışsa da beden gücünü etin karanlığından alır ve arzular, bu karanlıkta dizginsizce gezinir.

İnci Eviner çalışmalarında gölgelerin haritasını çıkarır. Bu harita modern aklın üç boyutlu evrenini temsil etmez. Ele aldığı malzemenin doğası gereği çok katmanlı ve uçsuz bucaksızdır. Sık sık kendi üzerine katlanır, kat yerlerinden yeni yeni rotalar doğar, dolambaçlıdır. Bildiğimiz anlamdaki haritalar kullanım amaçları gereği dünyanın karmaşasını soyutlayıp iki boyuta indirmeye çalışırken Eviner, haritalarına yaşamın çoğulluğunu geri verir.

Eviner’in haritaları içlerinde kaybolmak içindir. Böylesi canlı haritaları, soğuk yer imlerinden ziyade daima devinim hâlindeki bedenler mesken edinir. Bu bedenler, yukarıdan aşağı ilahi bir amaç uğruna kurgulanmış bir organizmanın öğeleri olmaktan ziyade her biri kendi var olma arzularına göre devinen parçalardır. Yine de bedenler arasındaki ilişkisellik daimdir, birbirlerine sürekli temas ederler, sık sık iç içe geçerler ve sık sık bir birbirlerinden koparlar. Her kavuşma ve her ayrılık yeni bir doğuma gebedir. İster insan olsun ister hayvan, bitki ya da bir taş parçası, her beden
bir arzu yumağıdır, içinde enerji barındırır. Enerji de hareket demektir.

İnci Eviner’in haritaları her daim hareket halinde olanlar içindir. Gezginler, göçebeler, arzusunun peşinde sürüklenenler. Gidecek bir yeri olmayan, bir yerden gelmeyen, hareketi hareketten zevk aldığı için devam ettirenler. Kimi zaman bir insan, kimi zaman bir hayvan, bir toz zerresi, ufalanan bir kaya, ya da canlıların damarlarında dolaşan kan. Hiçbir beden bir diğerinden daha evla değildir. Hepsi birbirileriyle ilişki halinde anlam kazanır.

Eviner’in gerek videolarından gerek desenlerinden neşet eden bedenlerin eşgallerini vermek kolay değil, zira onları görebilmek için üzerlerine bir ışık hüzmesi düşürdüğünüzde anında gölgelere çekilir ve size sadece hayaletimsi suretlerini gösterirler. Halbuki asıl mahiyetleri görünürün ardında, yer kürenin tabakalarının ya da etin katmanlarının arasında gizlidir. Nihayetinde görünür olanın alanı hesaplamacı aklın yasalarıyla düzenlenmiştir, bu yüzden bir gezgin gözünü gördüğüne değil elinin dokunduğuna güvenir. Karanlıkta el yordamıyla ilerlenir.

İnci Eviner haritalarında, videolarında ve hepsine zemin oluşturan desenlerinde dünyanın tasvirini, tasnifini yapmaz. Eviner dünyayı zapturapt altına almaya çalışmaktansa onun çoğulluğuna eklemlenir, yaşam denilen karışık ağa mütevazi ama etkili düğümler ekler. Bedenin medeniyet tarafından disipline edilmesinde sanat uzun süre işbirlikçi olmuştur ve onun özgürleşmesine de yine sanat yardımcı olacaktır. Olmak zorundadır, bu sanatın hepimize borcudur. Böylesi bir operasyon ise ancak ve ancak gölgelerde, görünür dünyanın eşiğinde gezinenlerle işbirliği içinde yürütülebilir. Eviner’in çalışmaları böylesi bir özgürleşme mücadelesiyle yüklüdür.

Murat Alat

*Gölgeye Övgü, Juniciro Tanizaki

Konum: İMALAT-HANE
Sergi Tarihi 07 Ocak – 08 Nisan 2023